Po20
Da da da
Gökyüzüne başımızı kaldırıp
yıldızları sayacak yüzümüz olmasa da
Yüzümüz hep karanlıkta
Aydınlık bizim için uzak olsa da
Ve gözlerine bakıp dudakları titreye titreye
ellerini tutup kalbin saniyede milyarlarca kez
attığı veya öyle sanıldığı anda
çekinerek kulağına aşkımızı fısıldayacağımız
bir sevgilimiz olmasa da
Cebimizi kalbimiz ve kendimiz kadar boş hissetsek
Cebimizde nefes alacak kadar bile metelik olmasa da
Altımızda akşamları aşka gelip mehtaba çıkacağımız
Çıkıp da semaları gözlem evi yaparak
yaşamın ölüme kavuştuğu gökdelenlerde uyuyamasak da
İnsanlar yaptığımız iyliklerin hakkını sırtımızda demir döverek
ödeseler,bir hayat kadını misali yalnız lazım olduğunda kullanıp
İşleri bitince hayatın kirli yatağında terketseler de bizi
Gözlerimiz duymasa kulakların göremediklerini
Ellerimizle yürümeyi kalbimizle konuşmayı öğrenemesek de henüz
Aslanın midesindeki ekmekten vazgeçip
Ağzından dökülen kırıntılara kanaat ederek
bize verilen cana layık bir insan olamasak da
Gözyaşlarını önemsemediğimiz için
bizlere küsmüş ve artık ne kadar hüzünlü olursak olalım
Gözlerimize küsüp bir daha uğramasa da oralara
Dertlerimiz bize gülümsemeyi öğretip
Hayattaki acılar ayaklarımızı gıdıklayan bir kuş tüyü haline gelerek
İşkence yapıp üzmese de artık kalbimizi
Çenelerimizin lanetli bir ev,terkedilmiş yüzyıllık konak,
Ne zaman nasıl ortadan kaybolduğu kestirilemeyen kayıp bir kent
misali açılamasa da kapıları
Ve yalnızlığımızı tüylerimizin dikeni üstünde
dans ettiremesek de zevk için
Kalbimiz vucüdumuzu terketmeyip çıkardığı gürültülerle
hayallarimi ürpettiği,ruhlarımızın istediği şekilde yaşadığı
Semadaki bulutların üstünde ya da bir gün cehennemin
kavurucu sıcağında diğer gün cennetin pamuktan yatağında
yatabildiği ve bedenimizin dünyanın bilinmeyen kentinin
belirsiz bir semtinin zavallı bir sokağının soğuk
kaldırımlarında sürünmesine aldırmadığı sürece
Yaşamak güzel şey!!!!!
MUSTAFA ERDOĞAN (M.E.)